BESLENME ÖNERİLERİ ÇORBASI İÇER MİSİNİZ?
Köşe yazılarımıza başlarken böyle bir başlık koymayı uygun buldum. Beslenme hepimizi yakından ilgilendiren ve son yılların en popüler konusu. Hemen herkesin bu konuda söyleyecek bir şeyleri var. Şimdi kendinize şunu sormanızı istiyorum. Son birkaç gün içinde kaç defa çevrenizden, eşiniz ve dostlarınızdan beslenme tavsiyeleri aldınız? Şu gıda kalp sağlığına, şu bitki kansere, şu karışım karaciğere iyi gelir gibisinden. Televizyon ve gazetelerde sayısız bilgi fırtınası esmeye devam ederken, sıradan bir vatandaş olarak artık neye inanacağımızı şaşırdık diyebiliriz. Ben bunarlı bir çeşit çorbaya benzetiyorum. Beslenme önerileri çorbası. Size sormak istediğim ikinci soru, son günlerde bu tavsiyelere uyarak ne gibi yararlı olduğunu düşündüğünüz besinleri tercih ettiniz? Veya nelerden kaçınıyorsunuz? Bu beslenme tarzına birkaç gün, hafta devam edip, sonra perhizi bozuyor muyuz? Bunlarda en az verilen tavsiyeler kadar önemli. Öyle uygulanmayan beslenme reçetesinin arkadaş sohbeti arasında geçen ve havaya uçup giden bir konuşma dışında bir anlamı yok.
Şimdi gelelim önemli konuya. Bu beslenme tavsiyeleri bilimsel açıdan ne kadar doğru. Bu soruyu yanıtlamak gerçekten zor ve uğraşı gerektiriyor. Örneğin balık yağını ele alalım. Balık yağı yani omega-3 yağ asitleri, çeşitli faydaları olduğu gösterilmiş önemli bir besin. Ancak bu yararlar bir hastalığı tedavi edecek düzeyde mi? Yoksa genel sağlığın korunması için uyulması gereken sağlıklı yaşam tarzının bir parçası mı? İşte gerçek ayırım burada başlıyor. Çünkü balık yağı yararlıdır tamam ama, bir barsak iltihabını tek başına tedavi edemez. Hiçbir çalışma bu denli güçlü bir etkiyi göstermeyi başaramamıştır. Benim sağlıklı beslenmeye bakış açım, hayalci olmak yerine gerçekçi, kulağa hoş gelen değil bilimsel öneriler vermeye dayalıdır. Bunun aksini doğru bulmuyor hatta suistimale açık olarak görüyorum. Bu nedenle ilk yazımızda, bilimsel kanıtları güçlü bir besin ögesini sizlere tanıtmak istiyorum.
Mucize baharat kurkumin (köri)
Kurkumin, zerdeçal (hint safranı) olarak bilinen bitkiden elde edilen etken maddedir. Bu ilk yazımızda özellikle yer vermemin nedeni, son yıllarda hakkında sayısız bilimsel makale yayınlanmış olmasıdır. Kurkumin 2000’li yıllarda yapılan çalışmalarda, özellikle Alzheimer hastalığına karşı koruyucu olduğu bildirilen bir maddedir. Aktif kurkumin (köri) tozu tüketiminin olduğu Hindistan’da Alzheimer hastalığı %1’den az görülmektedir. Ama kurkumin’in en etkileyici yanı kanser önleyici etkisidir. İrlanda’da Cork Enstitü’sünden yapılan çalışmalarda, yemek borusu kanseri hücrelerini ilk 24 saatte öldürmeye başladığı gösterilmiştir. Vücutta akciğer kanserine neden olan sigaranın zararlı maddelerini azaltır. Meme kanserinde tümör hücrelerinin büyümesini yavaşlatmaktadır. Cilt kanseri (skuamöz hücreli karsinom) üzerine olumlu etkisi vardır. Özellikle merhem şeklinde doğrudan ciltteki yara üzerine uygulamada, kanserli bölgeyi belirgin olarak küçülttüğü gösterilmiştir. Beni en çok etkileyen çalışma ise Japonya Kyoto Üniversitesi’nden yayınlandı. Pankreas kanseri en öldürücü kanserler arasında. Gemcitabin pankreas kanseri tedavisinde kullanılan kemoterapi ilacının adı. Bu ilaca dirençli hastaların hayatta kalma şansı azalıyor. Araştırmacılar gemcitabin’e dirençli hastalara kurkumin vererek, bu hastaları iki kat daha uzun süre yaşatmayı başarmışlar. Bu oldukça önemli bir gelişme. Sanırım önümüzdeki günlerde kurkumin yani köri veya zerdeçal ekstresi ile ilgili daha çok şey duyacağız. Size bu aşamada tek söyleyebileceğim, birçok yemekle uyumlu olan köri baharatını mutfaklarımızda bulundurmamız olabilir.